BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 22. HUKUK DAİRESİ

BORÇLUNUN BANKADAKİ MALVARLIĞINA İLİŞKİN İSTİHKAK KARARI

DOSYA NO : 2018/1906

KARAR NO : 2019/419

İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 4. İCRA HUKUK MAHKEMESİ

TARİHİ         : 22/02/2018

NUMARASI : 2017/434 2018/96 

DAVALI

(3. ŞAHIS)  :TÜRKİYE İŞ BANKASI A.Ş.

DAVANIN KONUSU : İSTİHKAK İDDİASININI REDDİ

KARAR TARİHİ :06/03/2019

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH :06/03/2019

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:

Davacı-alacaklı vekili dava dilekçesinde özetle ; İstanbul Anadolu 5. İcra Müdürlüğünün 2016/10461 E. sayılı dosyasında kesinleşen alacakları için davalı bankaya 17/10/2016 tarihinde 89/1 haciz müzekkeresi gönderdiklerini, banka tarafından "dosya borçlusuna ait 4212 şube kodu 0643124 hesap numarasında bulanan 8.369,32 TL üzerine haciz konulduğuna dair " cevap verildiğini, 01/12/2016 tarihinde banka hesabında bulunana paranın icra dosyasına gönderilmesi için davalı bankaya müzekkere yazıldığını, 03/02/2017 tarihinde ise icra müd. tarafından davalı bankaya haciz konulan paranın üzerinden takyidat olup olmadığının bildirilmesi ve üzerine haciz konulan bedelin icra dosyasına gönderilmesi için yazı yazıldığını, davalı banka tarafından 01/12/2016 ve03/02/2017 günlü yazılara verilen cevap dilekçelerinde hacizli paranın üzerinde başka hacizler bulunduğu, bankanın riskinin olduğu dolayısıyla bankanın rehin , takas ve mahsup hakkı olması nedeniyle bu aşamada paranını gönderilmesinin mümkün olmadığının bildirildiğini, icra müdürlüğü tarafından 10/04/2017 tarihinde İİK 99 maddesi uyarınca dava açmaları için kendilerine 7 günlük süre verildiğini, kararın tebliğ edilmediğini, bu nedenle yasal süresi içinde dava açtıklarını beyanla davalı bankanın yazı cevabında belirttiği istihkak iddiasının reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı- banka vekili cevap dilekçesinde özetle ; öncelikle davanın süresinde açılıp açılmadığının incelenerek 7 günlük süre içinde açılmadığı takdirde usulden reddi gerektiğini, yine tensip tutanağında verilen 10 günlük kesin süreye rağmen eksik olan harcın tamamlanmamış olması halinde de davanın usulden reddi gerektiğini, öte yandan açılan davanın esas açısından da İİK 89 maddesine aykırı olduğunu, somut olayda müvekkil banka tarafından dosya borçlusunun bankaya da nispi olduğu bildirilerek hak ve alacaklarının müvekkil bankaya rehinli olduğunu, rehin hakkından gelmek üzere haczin işlendiği beyanı ile itiraz edildiğini, bu haklardan sonra hüküm ifade etmek üzere hasapta bulunan tutarlar üzerine dosya haczinin işlendiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece 22/02/2018 gün 2017/434 E. 2018/96 K. Sayılı karar ile "Davacı takip alacaklısı tarafın İİK 99 maddesi uyarınca açtığı istihkak davasının kabulü ile İstanbul Anadolu 5. İcra Müd. 2016/10461 E. Sayılı dosyası üzerinden 17/10/2016 tarihinde Türkiye İş Bankasındaki borçlunun hesaptaki 8.269,32 TL hacizli paraya yönelik riskli alacak gerekçesi ile üçüncü Şahıs Türkiye İş Bankasının istihkak iddiasının reddine, mahcuz paranın borçluya ait olduğunun tespitine, takip dosyasına bankaca gönderilmesine " karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı- banka vekili istinaf dilekçesinde özetle; öncelikle açılan davanın esas açısından İİK 89 maddesi hükmüne aykırı olduğunu, madde de açıkça belirtildiği üzere 3.kişinin süresi içinde nedenini bildirerek haciz ihbarnamesine itiraz etmekle mükellef olduğunu, somut olayda da müvekkil banka tarafından dosya borçlusunun, müvekkil bankaya da riski olduğu bildirilerek hak ve alacaklarının müvekkil bankaya rehinli olduğu, rehin hakkından sonra gelmek üzere haczin işlendiği beyanı ile itiraz edildiğini, öte yandan müvekkilin dayandığı rehin ve hapis hakkının kredi sözleşmesinin imzalandığı tarihte doğduğunun kabulü gerektiğini, bununla birlikte bankanın borçlusuna karşı ileri sürebildiği rehin ve hapis hakkını, borçlusunun alacaklısına karşı da ileri sürebilmesinin mümkün olduğunu, TMK 'nın 881. Maddesinde " halen mevcut olan veya henüz doğmamış olmakla beraber doğması kesin veya olası bulanan herhangi bir alacak, ipotekle güvence altına alınabilir...." düzenlemesinin yer aldığını, buna göre, anılan düzenleme alacak rehnine kıyasen uygulandığında, ileride doğacak alacaklarında rehnedilebileceği sonucuna ulaşıldığını, bu çerçevede usul ve yasaya uygun olarak müvekkil banka tarafından yapılan işleme rağmen yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinin usulsüz olduğunu beyanla, istinaf taleplerinin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı- takip alacaklısı vekili istinafa cevap dilekçesinde; yerel mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde sunulmuş olan bilirkişi raporu ile davalı bankaya haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla davalı bankanın riskinin söz konusu olmadığı ve hesapta bulanan paranın davalı borçluya ait olduğunu tespit edildiğini, bu nedenle davalının istinaf sebebinin Yargıtay Yerleşik İçtihatlarına aykırılık teşkil ettiğini beyanla, istinaf başvurusunun reddi ile mahkeme kararının onanmasını talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:İstanbul Anadolu 5. İcra Müdürlüğü'nün 2016/10461 E. (Kadıköy 5. İcra Müd.2009/15541) sayılı dosyasında ; davacı alacaklı tarafından takip borçlusu Orel Lift.. LTD. ŞTİ hakkında yapılan takip nedeniyle borçlunun 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının haczi amacıyla 14/10/2016 tarihinde Türkiye İş Bankası A.Ş' ye 89/1 haciz ihbarnamesi gönderildiği, 17/10/2016 tarihinde banka tarafından verilen cevapta, ".... Borçlunun banka nezdinde 8.369,32 TL alacağı olduğu, bu miktar üzerine bankanın rehin, hapis ve takas mahsup haklarından sonra hüküm ifade etmek üzere haciz işlendiğinin bildirildiği, 01/12/2016 tarihinde haciz konulan paranın dosyaya gönderilmesi için bankaya yazı yazıldığı, banka tarafından 13/02/2017 günlü yazı ile " banka riskinin halen devam etmekte olması ve bankanın rehin, takas ve mahsup hakları nedeniyle, ilgili tutarın bu aşamada gönderilmesinin mümkün olmadığının" bildirildiği anlaşılmıştır. Davacı- alacaklı İİK 99. maddesi kapsamında 3. şahsın istihkak iddiasının reddine yönelik huzurdaki davayı açmıştır. Borçlunun 3. Kişi bankadaki alacağı- mevduatı İİK'nun 106/2 maddesi gereğince menkul hükmündedir. Bankadaki mevduatın haczi menkul haczi gibi icra müdürlüğünce bankaya yazılacak yazı ile de haczedilebilir. İİK 'nun 88 maddesinin üst başlığında da açıkça belirtildiği gibi bankaya haciz ihbarnamesi gönderilmesi bankadaki mevduatın borçluya ödenmesini önleyen muhafaza tedbiridir. Bu nedenle mevduatın haczi için haczi yazısı dışında bankaya ayrıca İİK 'nun 89 maddesi gereğince haciz ihbarnamesi tebliği şart değilse de mevduatın 3. Kişi nezdinde alacak niteliğini de arz etmesi sebebiyle, sözü edilen madde doğrultusunda haciz ihbarnamesi gönderilmesi suretiyle haczedilmesine de yasal bir engel bulunmamaktadır. Bu işlem yapıldığı takdirde İİK 'nun 89 ve bunu izleyen maddelerindeki hukuki sonuçlar doğar. İİKnun 89/2. Maddesinde " üçüncü şahıs; borçlu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haciz ihbarnemesinin tebliğinden önce borç ödenmiş veya mal istihlak edilmiş veya kusuru olmaksızın telef olmuş veya malın borçluya ait olmadığı veya malın kendisine rehnedilmiş olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise, keyfiyeti, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde icra dairesine yazılı veya sözlü olarak bildirmeye mecburdur." denilmekte olup, İİK'nun 89/3. Maddesinde de "üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmezse, mal yedinde veya borç zimmetinde sayılır.... Zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malın icra dairesine teslim etmesi istenir..." denilmektedir.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

İ D D İ A : Davacı takip alacaklısı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu dava dilekeçsinde sonucu itibari ile özetle ;Davalı takip borçlusundan olan alacağı nedeniyle İstanbul Anadolu 5. İcra Müdürlüğünün 2016/10461 E sayılı dosyası ile alacağının tahsili için takip başlattıklarını, takibin kesinleştiğini, borçlu şirketin üçüncü şahıslar nezdindeki alacaklarına haciz konulması için davalı üçüncü şahıs bankaya 89/1 haciz müzekkeresi gönderildiğini, davalı bankanın 17/10/2016 tarihinde gönderilen 89/1 haciz müzekkeresine, ''dosya borçlusuna ait 4212 şube kodu 0643124 hesap numarasında bulunan 8.369,32 TL üzerine haciz konulduğuna dair'' cevap verildiğini, 01.12.2016 tarihinde banka hesabında bulunan paranın icra dosyasına gönderilmesi için davalı bankaya müzekkere yazıldığını, bu kere 03/02/2017 tarihinde ise icra müdürlüğü tarafından davalı bankaya haciz konulan paranın üzerinde takyidat olup olmadığının bildirilmesi haciz konulan bedelin icra dosyasına gönderilmesi için yazı yazıldığını, davalı banka 03/02/2017 ve 01/12/2016 tarihli yazılara vermiş olduğu cevabında; hacizli paranın üzerinde başka hacizler bulunduğunu, bulunan hacizlerin listesinin ekte olduğunu ve bankanın riskinin bulunduğunu, bankanın riskinin halen devam etmekte olduğunu dolaysıyla bankanın rehin takas ve mahsup hakkı olduğunu bu nedenle de ilgili tutarın bu aşamada gönderilmesinin mümkün olmadığını belirttiğini, 10/04/2017 tarihinde icra müdürlüğünce İİK 99. maddesi kapsamında taraflarına dava açmak üzere 7 günlük süre verildiğini, davalı bankanın istihkak iddiasının haksız ve yersiz olduğunu belirterek davalı bankanın istihkak iddiasının reddine karar verilemsini vekaleten talep ettiği,

SAVUNMA

Davalı üçüncü şahıs vekilinin Mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesinde ve mahkememiz oturumunda alınan beyanlarında sonucu itibari ile özetle ; Davanın haksız ve yersiz olduğunu belirterek reddine karar verilmesini verilmesini vekaleten talep ettiği,

H U K U K İ N E D E N L E R : İcra İflas Kanununun 16, 18, 99.Maddeleri.

D E L İ L L E R : İcra Takip Dosyası, bilirkişi raporu,

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Talep ; Alacaklı tarafın İ.İ.K'nun 99.Maddesi uyarınca açtığı istihakak davası olduğuna, İncelenen iddia, savunma, bilirkişi raporu, icra takip dosyası ve tüm dosya içeriğinden ; Takip alacaklısı tarafça takip borçlusu şirket aleyhine İstanbul Anadolu 5. İcra Müdürlüğünün 2016/10461 esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen takip nedeniyle borçlunun üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine haciz konulması için İİK 89/1. Haciz ihbarnamesinin Türkiye İş Bankası A.Ş' ye gönderildiği, 17/10/2016 tarihinde Türkiye İş Bankası A.Ş' de ki 8.369,32 TL üzerine haciz konulduğuna dair Türkiye İş Bankası A.Ş tarafından cevap verildiği halde 01/12/2016 tarihinde paranın dosyaya gönderilmesi isteği karşısında 03/02/2017 tarihinde risk nedeniyle takas-mahsup gerekçe gösterilerek sonuçta istihkak iddiası ileri sürülmüştür. 17/04/2017 tarihinde icra dairesince alacaklı tarafa istihkak davası açmak üzere 7 gün süre verildiği ancak bu kararın alacaklı tarafa tebliğ edilmediği görülmüştür. Dava yasal 7 günlük süresi içerisinde ileri sürülmüştür. Esastan yapılan incelemede; Dosyada gerekli yazışmaların yapıldığı ve bilirkişiye tevdii edildiği dosyaya katılan bilirkişi raporunda sonucu itibari ile ; İstihkak iddiasında bulunan bankanın takip borçlusu şirketten haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi ve haciz konulduğu tarih olan 14/10/2016 ve dava tarihi olan 02/05/2017 tarihleri itiabri ile nakit, gayri nakit veya kredi kartı riskinin olmadığı, borçlu firmaının iş bankası ile çekli çalışan müşteri olduğu, borçlu firmanın halen elinde kullanılmamış 9 adet çek yaprağı olduğu, bu boş çek yapraklarının ibrazlarında karşılıksız kalmaları halinde her yaprak için bankanın ödeme sorumluluğunun çek başına 815 TL ve 9 adet çek için 7.335 TL olduğu, müşteki ile banka arasında yapılmış olan sözleşmeler gereği risk oluşabilme ihtimali olan bu tutarı kendi lehine bloke altında tutabileceği hacizli paranın dosyaya gönderilmesinin talep edilmesi sırasında bankanın doğmuş bir risknin olmadığı ifade edilmiştir. Açıklanan nedenlerle davacı takip alacaklısı tarafın İİK 99. Maddesi uyarınca açtığı istihkak davasının kabulü ile ; İstanbul Anadolu 5. İcra Müdürlüğünün 2016/10461 esas sayılı dosyası üzerinden 17/10/2016 tarihinde Türkiye İş Bankasında ki borçlunun hesaptaki 8.369,32 TL hacizli paraya yönelik riskli alacak gerekçesi ile üçüncü şahıs Türkiye İş Bankasının istihkak iddiasının reddine, mahcuz paranın borçluya ait olduğunun tespitine, takip dosyasına bankaca gönderilmesine, karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:

Yukarıda açıklanan nedenlerle,

1-Davacı takip alacaklısı tarafın İİK 99. Maddesi uyarınca açtığı istihkak davasının kabulü ile ; İstanbul Anadolu 5. İcra Müdürlüğünün 2016/10461 esas sayılı dosyası üzerinden 17/10/2016 tarihinde Türkiye İş Bankasında ki borçlunun hesaptaki 8.369,32 TL hacizli paraya yönelik riskli alacak gerekçesi ile üçüncü şahıs Türkiye İş Bankasının istihkak iddiasının reddine, mahcuz paranın borçluya ait olduğunun tespitine, takip dosyasına bankaca gönderilmesine, 

2-Peşin alınan nisbi harcın mahsubu ile noksan kalan 428,79.-TL' nisbi harcın müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazine adına gelir kaydına,

3-Davacı tarafça yapılan 157,43.-TL harç, 500,00.-TL bilirkişi masrafı ve 106,50.-TL posta masrafı olmak üzere toplam 763,93.-TL' nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,

4-Davacı taraf davada kendini vekille temsil ettirdiğinden; kararın verildiği tarihte geçerli Avukatlı Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen dava değeri üzerinden hesap edilen 1.004,32-TL nisbi vekalet ücretinin davacı vekiline ait olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,

5-Sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa idaesine, Dair; yüze karşı olanlarda tefhim, gıyapta verilen karar da ise kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 (On) gün içerisinde Mahkememize veya denk mahkemeye verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine başvurulabileceği hususu ifade edilmek suretiyle takip alacaklısı davacı vekili ile davalı üçüncü şahıs vekilinin yüzüne karşı takip borçlusu davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/02/2018 Katip 143824 Hakim 36115 bulunulduğu, istihkak iddiasında ileri sürülen hususların tespiti açısından gerekli yazışmalar da yapılmak suretiyle dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği bilirkişi tarafından düzenlenen raporda "istihkak iddiasında bulunan İş Bankasının takip borçlusu şirketten haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi ve haciz konulduğu tarih olan 14/10/2016 ve dava tarihi olan 02/05/2017 tarihleri itibarıyla " nakit, gayri nakit ve kredi kartı riskinin olmadığı, borçlu Orel Lift Firmasının İş Bankası ile çekli çalışan bir müşteri olduğu, borçlu Orel Lift Firmasının elinde halen kullanılmamış olan 9 adet çek yaprağı bulunduğu, bu çek yapraklarının ibrazlarında karşılıksız kalmaları halinde her yaprak için bankanın ödeme sorumluluğunun çek başına 815,00 TL ve 9 adet çek için 7.335,00 TL olduğu, müşteri ile banka arasında yapılmış olan sözleşmeler gereği risk oluşturabilme ihtimali olan bu tutarı kendi lehine bloke altında tutabileceği, hacizli paranın dosyaya gönderilmesinin talep edilmesi sırasında bankanın doğmuş bir riskinin olmadığının belirtildiği, bankanın muaccel olmamış alacakları için borçlunun mevduatı üzerinde hak iddia etmesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla, mahkemece 3. Şahıs bankanın istihkak iddiasının reddine, hacizli paranın borçluya ait olduğuna ve takip dosyasında gönderilmesine yönelik vermiş olduğu kararda isabetsizlik olmadığından davalı -3. Şahsın istinaf talebinin HMK 353/1/b/1 maddesi gereğince esastan reddine oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM:

Gerekçesi yukarda açıklandığı üzere :

1-İstanbul Anadolu 4. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 22/02/2018 gün 2017/434 E.-2018/96 K. sayılı kararında Mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmadığından istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince  ESASTAN REDDİNE

2- Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 8,50 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına  İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,

Dair, tarafların yokluğunda dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK'nun 362/1-a fıkrası gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 

Paylaş