ANAYASA MAHKEME KARARI

ANAYASA MAHKEMESİ TEDBİR KARARI

Sınır Dışı Kararına Anayasa Mahkemesinden Tedbir Kararı

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

BİRİNCİ BÖLÜM  :TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR

H. S. BAŞVURUSU (Başvuru Numarası: 2016/22512)

Karar Tarihi: 2/11/2016

BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, sınır dışı etme kararının uygulanması hâlinde işkence ve kötü muamele yasağının ihlal edileceği iddialarına ilişkindir. 2. Başvurucu, sınır dışı edilmesine dair kararın tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmektedir. 

II. BAŞVURU SÜRECİ

3. Başvuru, 31/10/2016 tarihinde Bakırköy 8. Asliye Hukuk Mahkemesi aracılığıyla yapılmış olup Anayasa Mahkemesine 1/11/2016 tarihinde ulaşmıştır. 

4. Birinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca, başvurucunun tedbir talebinin Bölüm tarafından karara bağlanması gerekli görüldüğünden, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün (İçtüzük) 73. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca, kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

A. Olaylar

5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir: 6. Başvurucu, 1980 doğumlu olup Suriye vatandaşıdır. 

7. Başvurucu, belirlenemeyen bir tarihte Türkiye’ye giriş yapmış, kolluk görevlileri tarafından 10/12/2015 tarihinde Ankara otobüs terminalinde yapılan kontrolde üzerinde sahte kimlik bulunduğu ileri sürülerek yakalanmış, yapılan mülakatta çelişkili cevaplar vermesi ve Türkiye üzerinden Suriye’deki çatışma bölgelerine geçerek terör örgütlerine katılacağı şüphesiyle idari gözetim altına alınmış olup halen Gaziantep’te idari gözetim altında tutulmaktadır.

8. Başvurucunun, 4/4/2013 tarihli ve 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 54. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (d) bendi uyarınca, “Kamu düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından tehdit oluşturanlar” kapsamında olduğu değerlendirilerek Ankara Valiliği İl Göç İdaresi Müdürlüğünün 11/12/2015 tarihli ve 2015/94 sayılı kararı ile sınır dışı edilmesine karar verilmiştir.

9. Başvurucunun bu işlemin iptali için Ankara 1. İdare Mahkemesi nezdinde açtığı dava E.2015/3539 sayısıyla halen derdesttir. 

10. Başvurucu, ülkesine sınır dışı edilmesinin yaşamı ile maddi ve manevi bütünlüğü bakımından tehdit oluşturacağını, işkence ve kötü muamele göreceğini belirterek 31/10/2016 tarihinde tedbir talepli bireysel başvuruda bulunmuştur.

11. Başvurucu, ülkesinin istikrarsızlığı, etnik ve siyasi durumu ile Sünnilere yönelik mezhepsel baskılar nedeniyle Türkiye’ye sığındığını, Türkiye’de herhangi bir illegal faaliyette bulunmadığını, ticaret kastıyla Hatay’a gitmeye hazırlanırken yakalandığını belirtmiş; Suriye’deki rejim nedeniyle, sınır dışı edilmesi halinde baskı ve zulme maruz kalacağını iddia etmiştir.

12. Başvurucu, 29/10/2016 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 676 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (676 sayılı KHK) ile 6458 sayılı Kanun’un 53. ve 54. maddelerinin değiştirildiğini ve bu maddelere ek hükümler konulduğunu, anılan Kanun’un 54. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b), (d) ve (k) bentlerine istinaden sınır dışı edilmelerine karar verilen kişiler için idari yargıda dava açılmasının -değişiklikten önceki durumdan farklı olarak- sınır dışı etme işlemini kendiliğinden durdurmayacağını belirtmiştir. Bu nedenle hakkındaki sınır dışı etme işleminin her an icra edilebilir hale geldiğini, iptal davasının etkili bir başvuru yolu olmaktan çıktığını iddia etmiştir.

B. İlgili Hukuk

13. 6458 sayılı Kanun’un -29/10/2016 tarihli ve 29872 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 676 sayılı KHK’nın 35. maddesiyle değişen- “Sınır dışı etme kararı” kenar başlıklı 53. maddesi şöyledir:

“(1) Sınır dışı etme kararı, Genel Müdürlüğün talimatı üzerine veya resen valiliklerce alınır. (2) Karar, gerekçeleriyle birlikte hakkında sınır dışı etme kararı alınan yabancıya veya yasal temsilcisine ya da avukatına tebliğ edilir. Hakkında sınır dışı etme kararı alınan yabancı, bir avukat tarafından temsil edilmiyorsa kendisi veya yasal temsilcisi, kararın sonucu, itiraz usulleri ve süreleri hakkında bilgilendirilir. (3) Yabancı veya yasal temsilcisi ya da avukatı, sınır dışı etme kararına karşı, kararın tebliğinden itibaren on beş gün içinde idare mahkemesine başvurabilir. Mahkemeye başvuran kişi, sınır dışı etme kararını veren makama da başvurusunu bildirir. Mahkemeye yapılan başvurular on beş gün içinde sonuçlandırılır. Mahkemenin bu konuda vermiş olduğu karar kesindir. Yabancının rızası saklı kalmak kaydıyla, dava açma süresi içinde veya yargı yoluna başvurulması hâlinde ‘54 üncü maddenin birinci fıkrasının (b), (d) ve (k) bentleri ile ikinci fıkrası kapsamındakiler hariç’ (676 sayılı KHK’nın 35/1. maddesiyle eklenen cümle) yargılama sonuçlanıncaya kadar yabancı sınır dışı edilmez.”

14. 6458 sayılı Kanun’un -676 sayılı KHK’nın 36. maddesiyle değişen- “Sınır dışı etme kararı alınacaklar” kenar başlıklı 54. maddesi şöyledir: “(1) Aşağıda sayılan yabancılar hakkında sınır dışı etme kararı alınır:

a) 5237 sayılı Kanunun 59 uncu maddesi kapsamında sınır dışı edilmesi gerektiği değerlendirilenler

b) Terör örgütü yöneticisi, üyesi, destekleyicisi veya çıkar amaçlı suç örgütü yöneticisi, üyesi veya destekleyicisi olanlar

c) Türkiye’ye giriş, vize ve ikamet izinleri için yapılan işlemlerde gerçek dışı bilgi ve sahte belge kullananlar 

ç) Türkiye’de bulunduğu süre zarfında geçimini meşru olmayan yollardan sağlayanlar

d) Kamu düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından tehdit oluşturanlar 

e) Vize veya vize muafiyeti süresini on günden fazla aşanlar veya vizesi iptal edilenler

f) İkamet izinleri iptal edilenler

g) İkamet izni bulunup da süresinin sona ermesinden itibaren kabul edilebilir gerekçesi olmadan ikamet izni süresini on günden fazla ihlal edenler 

ğ) Çalışma izni olmadan çalıştığı tespit edilenler

h) Türkiye’ye yasal giriş veya Türkiye’den yasal çıkış hükümlerini ihlal edenler 

ı) Hakkında Türkiye’ye giriş yasağı bulunmasına rağmen Türkiye’ye geldiği tespit edilenler

i) Uluslararası koruma başvurusu reddedilen, uluslararası korumadan hariçte tutulan, başvurusu kabul edilemez olarak değerlendirilen, başvurusunu geri çeken, başvurusu geri çekilmiş sayılan, uluslararası koruma statüleri sona eren veya iptal edilenlerden haklarında verilen son karardan sonra bu Kanunun diğer hükümlerine göre Türkiye’de kalma hakkı bulunmayanlar

j) İkamet izni uzatma başvuruları reddedilenlerden, on gün içinde Türkiye’den çıkış yapmayanlar

k) Uluslararası kurum ve kuruluşlar tarafından tanımlanan terör örgütleriyle ilişkili olduğu değerlendirilenler. (676 sayılı KHK’nın 36/1. maddesiyle eklenen bent)  (2) Bu maddenin birinci fıkrasının (b), (d) ve (k) bentleri kapsamında oldukları değerlendirilen uluslararası koruma başvuru sahibi veya uluslararası koruma statüsü sahibi kişiler hakkında uluslararası koruma işlemlerinin her aşamasında sınır dışı etme kararı alınabilir. (676 sayılı KHK’nın 36/1. maddesiyle değişen 2. fıkra)” 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

15. Başvuru formu ve ekleri incelenip tedbir talebi hakkında gereği düşünüldü :

A. Başvurucunun İddiaları

16. Başvurucu, sınır dışı edilirse yaşamı ile maddi ve manevi bütünlüğünün tehlikeye gireceğini, işkence ve kötü muamele görme riskinin bulunduğunu belirterek tedbir kararı verilmesini; kamuya açık belgelerde kimliğinin gizli tutulmasını talep etmiştir.

B. Değerlendirme

17. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 49. maddesinin (5) numaralı fıkrası ve İçtüzük’ün “Tedbir kararı” başlıklı 73. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre; başvurucunun yaşamına ya da maddi veya manevi bütünlüğüne yönelik ciddi bir tehlike bulunduğunun anlaşılması hâlinde, Bölümlerce resen veya başvurucunun talebi üzerine gerekli tedbirlere karar verilebilir.

18. Somut olayda başvurucu, sınır dışı edilmesi halinde işkence ve kötü muameleye maruz kalacağını, hakkında verilen sınır dışı kararının iptali için idare mahkemesinde açtığı iptal davası sonuçlanmamış olsa da sınır dışı edilme riskinin devam ettiğini belirtmektedir.

19. 6458 sayılı Kanun’un yabancıların sınır dışı edilmesine dair usul ve esasların düzenlendiği 53. maddesinin (3) numaralı fıkrasında 676 sayılı KHK ile yapılan değişiklik öncesinde “sınır dışı kararına karşı dava açma süresi içinde veya yargılama sonuçlanıncaya kadar yabancının sınır dışı edilmeyeceği” hüküm altına alınmıştı. Dolayısıyla sınır dışı işlemlerine karşı idari yargı makamları nezdinde iptal davası açıldığında bir nevi “kendiliğinden durdurma mekanizması” öngörülmekteydi.

20. 676 sayılı KHK ile yapılan değişiklik sonrasında ise “terör veya çıkar amaçlı suç örgütlerinin yöneticisi, üyesi veya destekleyicisi olanlar”, “kamu düzeni, kamu güvenliği veya kamu sağlığı açısından tehdit oluşturanlar” ile “uluslararası kurum ve kuruluşlar tarafından tanımlanan terör örgütleriyle ilişkili olduğu değerlendirilenler” bakımından kendiliğinden durdurma mekanizması kaldırılmıştır. Yeni durumda anılan kapsamda sınır dışı edilmesine karar verilen yabancıların idare mahkemesinde iptal davası açmaları bu kararların icrasını etkilemeyecektir. Nitekim başvurucu da anılan gerekçeyle sınır dışı işleminin iptaline ilişkin açtığı dava derdest olmasına rağmen tedbir talebinde bulunmaktadır.

21. Somut olayda başvurucu hakkında “kamu güvenliği, kamu düzeni veya kamu sağlığı bakımından risk oluşturduğu” gerekçesiyle sınır dışı kararı alınmıştır (bkz. § 8). Dolayısıyla ortaya çıkan yeni durum karşısında, başvurucu tarafından idare mahkemesine iptal davası açılmasının sınır dışı işleminin icrasını durdurmayacağı anlaşılmaktadır.

22. Anayasa Mahkemesi, sınır dışı işlemlerine karşı yapılan başvurularda, geri gönderilen ülkenin koşullarını dosyaya sunulan bilgi ve belgelerle sınırlı kalmaksızın ulusal ve uluslararası kuruluşların ve hükümetlerin düzenlemiş olduğu insan hakları raporlarından da yararlanmak suretiyle resen araştırmaktadır (Leyla Dogot [TAK], B. No:2015/11252, 10/7/2015, § 14; Eiza Kashkoeva [TAK], B. No:2016/9483, 25/5/2016, § 17). Bununla birlikte kural olarak menşe ülkede karşılaşılabilecek kişisel risklerin ve buna ilişkin somut bilgilerin başvurucular tarafından Anayasa Mahkemesine ayrıntılı şekilde sunulması gerekir. 

23. Başvuru konusu olayda başvurucunun Suriye vatandaşı olduğu, kişisel durumuyla ilgili iddialarını dile getirdiği, idare mahkemesinde açtığı iptal davasının hâlen derdest olduğu; bununla birlikte Suriye ülkesindeki iç savaşın ve buna bağlı istikrarsızlığın devam ettiği, dolayısıyla bu aşamada sınır dışı işleminin gerçekleştirilmesi hâlinde telafisi imkânsız sonuçların ortaya çıkabileceği anlaşılmaktadır.

24. Açıklanan nedenlerle, İçtüzük’ün 73. maddesi uyarınca başvurucunun “yaşamına ya da maddi veya manevi bütünlüğüne” yönelik ciddi bir tehlike bulunduğu anlaşıldığından tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

A. Başvurucunun kamuya açık belgelerde kimliğinin gizli tutulması talebinin KABULÜNE 

 B. Başvurucunun tedbir talebinin KABULÜNE,

C. Anayasa Mahkemesi tarafından yeni bir karar verilinceye kadar başvurucunun ÜLKESİNE SINIRDIŞI EDİLMESİNE İLİŞKİN İŞLEMİN TEDBİREN DURDURULMASINA

D. Kararın bir örneğinin başvurucuya, Göç İdaresi Genel Müdürlüğüne ve Ankara 1. İdare Mahkemesine tebliğine,  2/11/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Paylaş