trafik kazası tazminat

Trafik Kazalarında İhtiyati Haciz(BAM Kararı)

Trafik kazasında tazminat, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2020/1830
KARAR NO: 2020/3899


İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 11/08/2020
NUMARASI: 2020/291 Esas - Derdest
DAVA: Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 05/11/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava trafik kazası nedeniyle geçici ve kesin iş göremezlik, bakıcı gideri ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Dava dilekçesinde telafisi güç hatta imkansız zararların ortaya çıkmaması ve hükmedilecek tazminat bedeli ile ferilerinin tahsil kabiliyetinin ortadan kalkmaması amacıyla sigorta şirketi dışında kalan diğer davalıların UYAP üzerinden malvarlıkları sorgulanarak malların kayıtlarına davanın niteliği gereği takriben teminatsız olarak HMK'nun 389vd. ile İİK 257vd. maddeleri gereğince ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz konulması talebinde bulunulmuştur. Mahkemece 28/07/2020 tarihli ara karar ile HMK'nun 389.maddesindeki şartların oluşmadığı gerekçesi ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin buna karşı taleplerinin ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz olduğunu belirtmesi üzerine bu kez mahkemece 11/08/2020 tarihinde uyuşmazlığın para alacağına ilişkin olduğunu, üzerine tedbir niteliğinde ihtiyati haciz talep edilen aracın 6100 sayılı HMK'nun 389.maddesi uyarınca uyuşmazlık konusu teşkil etmemekle birlikte alacağın yargılamaya muhtaç olduğu, "ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir" talebinin bu yönüyle de ihtiyati tedbire ilişkin şartlara aykırı olduğu gerekçesi ile ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir niteliğinin reddine dair karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere, İlk Derece Mahkemesince ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen kararın, yasaya ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. İİK'nun 257/1. fıkrasına göre “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” Bu hüküm gereğince alacaklı, bir para alacağı için ancak vadesinin gelmesi hâlinde ihtiyati haciz talebinde bulunabilecektir. İİK'nun 258/1. fıkrası gereğince “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur….” Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi gerekmez. Bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. Başka bir anlatımla ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat kuralı gereğince mahkemenin alacaklının alacağı hakkında kanaat sahibi olması yeterlidir. Davacı tarafından iddia olunan zarar, haksız fiilden kaynaklandığından, tazminat, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte muaccel hale gelmektedir. Buradaki "muacceliyet" kavramı, alacaklı tarafından talep ve dava edilebilir hale gelmiş olma anlamındadır (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/2782 Esas ve 2019/11935 Karar 12/12/2019 tarihli kararı). Somut uyuşmazlıkta; davacı vekilinin dilekçesinde her ne kadar "ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz" şeklinde talepte bulunması yasal terim niteliğinde bulunmasa da sonuç itibariyle ihtiyati haciz istediği anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacı tarafın ihtiyati haciz talebi red edilmiş ise de dosyada mevcut kaza tespit tutanağı ve davacının yaralanmasına ilişkin belgeler dikkate alındığında, ihtiyati hacze karar verilebilmesi için gerekli yaklaşık ispat şartının gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda alacağın varlığının ve miktarının kesin olarak ispatının, bu aşamada gerekli bulunmaması, İİK 257 vd. maddesinde öngörülen ihtiyati haciz koşullarının gerçekleşmesi nedeniyle ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken açıklanan gerekçe ile talebin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne ve incelemeye konu ara kararın kaldırılmasına, davacı vekilinin ihtiyati haciz talebi hakkında yukarıda açıklandığı şekilde değerlendirme yapılarak karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

 


KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:

1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas numarası ve karar tarihi belirtilen İlk Derece Mahkemesi ara kararının HMK'nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,

2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,

3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,

4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,

5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK'nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/11/2020

Paylaş