Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar
Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar ceza Kanunu’nun 102 ile 105’inci maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar; Kişilere karşı cinsel davranışların (cinsel bir amaçla veya cinsel arzuları tatmin amacıyla gerçekleştirilen hareketler) gerçekleştirilmesiyle oluşan suçlardır. . Kanunda bu suçlar 4 ana suç tipi şeklinde düzenlenmiştir.
1-Cinsel saldırı (TCK md. 102)
2- Çocukların cinsel istismarı (TCK md.103)
3- Reşit olmayanla cinsel ilişki (TCK md. 104)
4- Cinsel taciz (TCK md.105)
1-CİNSEL SALDIRI NEDİR?
Cinsel Saldırı Suçu : Yaşı büyük kimselere veya 15-18 yaş grubu mağdurlara yönelik (hile, cebir, tehdit veya iradeyi etkileyen başkaca bir neden olmaksızın) bedensel temasta bulunmak suretiyle vücut dokunulmazlığını ihlal eden cinsel amaçla işlenen eylemlerdir. Kanunda Basit cinsel saldırı ve Nitelik Cinsel saldırı ayrımı yapılmıştır.
Basit cinsel saldırı suçu : Cinsel davranışlarla cinsel temaslarda bulunarak (tecavüze varmayan ) bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl etmektir.
Nitelikli Cinsel Saldırı Suçu : Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleşen suç tipidir. Tecavüz suçu olarak da adlandırılır.Bu fiilin eşe karşı işlenmesi halinde soruşturma yapılması mağdurun şikayetine bağlıdır. (TCK 102/2)
Cinsel saldırı
Madde 102- (Değişik: 18/6/2014-6545/58 md.)
(1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on iki yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır.
(3) Suçun;
a) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
b) Kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş, evlat edinen veya evlatlık tarafından,
d) Silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte,
e) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak
Suretiyle, işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilen cezalar yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel saldırı için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(5) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.
Yargıtay 14. Ceza Dairesi
2015/7567 Esas, 2019/7839 Karar
Mağdur, olay tarihinde iş yerine çalışmak için yürüyerek giderken sanık mağdurun yanına yaklaşmıştır. Sanık, bir anda mağdurun kalçasına dokunmuş, ardından sırtına vurmuştur. Sanık, mağdura ”Seni s...m, elimden kurtulamazsın” demiş ve mağduru tehdit etmiştir. Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından basit cinsel saldırı, hakaret, basit tehdit, basit yaralama suçlarından yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmiş, mahkumiyet kararına karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, sanığın eyleminin sarkıntılık ve tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeden karar verildiğini belirtmiştir. Mahkeme tarafından basit cinsel saldırı suçundan hüküm verilmiş, kanunda ceza sınırı olarak 2 yıldan 7 yıl kadar hapis cezası öngörüldüğünden sanığa 3 yıl hapis cezası verilmiştir. Ancak suçun işlendiği tarihten sonra yürürlüğe giren 6545 Sayılı Kanun’da cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması halinde 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Suç tarihinde yürürlükte olan kanunda öngörülen üst sınır 7 yıldan 5 yıla düşürülmüştür. Sanık lehine olan bu düzenleme gözetilerek yeniden değerlendirme yapmanın zorunlu olması nedeniyle bozma kararı verilmiştir.
Yargıtay 14. Ceza Dairesi
2015/7901 Esas, 2019/7828 Karar
Sanık hakkında ağır ceza mahkemesi tarafından yargılama yapılmıştır. Sanık hakkında basit cinsel saldırı suçundan yapılan yargılamada şikayetten vazgeçilmiş olması nedeniyle kamu davasının düşmesi kararı verilmiştir. Karara karşılık temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Sanık karakolda astsubay olarak görev yapmakta, mağdurlar ise er ve erbaş olarak aynı yerde askerlik görevini yapmaktadırlar. Olay tarihlerinde, sanık ile mağdurlar arasında astlık üstlük ilişkisi bulunmaktadır. Sanık, mağdurların cinsel organına dokunup okşadığı iddiası ile mağdurlar tarafından şikayet edilmiştir.
Yargıtay, dosya incelemesinde sanığın eyleminin kamu görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanma suretiyle basit cinsel saldırı eylemini gerçekleştirdiğini belirtmiştir. Ancak suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 6545 Sayılı Kanun ile getirilen düzenleme de gözetilerek sanığın eyleminin sarkıntılık düzeyinde basit cinsel saldırı suçu oluşturup oluşturmadığının belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Buna bağlı olarak sanığın işlediği suçun şikayete bağlı olup olmadığı ve bu duruma göre kamu davasının düşmesine karar verilmesi gerektiği eklenerek mahkemenin kararına karşılık bozma kararı verilmiştir.
2--CİNSEL İSTİSMAR SUÇU (TCK 103.):Çocuklara karşı bedensel temasta bulunmak suretiyle cinsel amaçla işlenen fiiller bu suçu oluşturur.
a) Onbeş yaşını tamamlamamış çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) On beş yaşını tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
c) On beş yaşını tamamlamış, algılama yeteneği gelişmiş, fakat on sekiz yaşını tamamlamamış çocuklara karşı cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış.
Çocukların cinsel istismarı
Madde 103- (Değişik: 18/6/2014-6545/59 md.)
(1) (Yeniden düzenlenen birinci ve ikinci cümle: 24/11/2016-6763/13 md.) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (Ek cümle: 24/11/2016-6763/13 md.) Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza, istismar durumunda on yıldan, sarkıntılık durumunda beş yıldan az olamaz. Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır. Cinsel istismar deyiminden; (1)
a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarakgerçekleştirilen cinsel davranışlar, anlaşılır.
Yargıtay 14. Ceza Dairesi
E. 2014/8385
K. 2017/388
T. 31.1.2017
DAVA: Çocuğun cinsel istismarı hakkında
ÖZET : Sanık savunmasında mağdurun yaşının 17-18 olarak tahmin etmekte, 15 yaşından küçük olduğunu düşünmediğini ifade etmektedir. Mahkeme sanığını mağdurun yaşını araştırmadan, TCK 30 uncu madde ile düzenlenen hata hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağını tartışmadan cezaya hükmetmiştir.
KARAR : Suça sürüklenen çocuğun, mağdurenin onbeş yaşından büyük olduğunu zannettiğine dair savunması, mağdurenin fiziksel görünümünün onbeş yaşından büyük olduğuna dair savcılık gözlemi ve tüm dosya kapsamına göre; Anayasa Mahkemesi'nin 25.03.2015 gün ve 2014/6419 başvuru numaralı kararı da dikkate alınarak suça sürüklenen çocuk hakkında TCK'nın 30. maddesinde düzenlenen hata hükümlerinin uygulanma koşullarının mevcut olup olmadığı tartışılıp tüm deliller birlikte değerlendirilerek hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, suça sürüklenen çocuk müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 Sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gözetilerek
SONUÇ: 1412 Sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 31.01.2017 tarihinde üye ...'ın karşı oyu ve oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY :
Dosyada yer alan kanıtlara göre sanık hakkında TCK'nın 30. maddesinin uygulanma olasılığının bulunmadığı kanaatine vardığımızdan sayın çoğunluğun bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. Şöyle ki;
Dosya içeriğine ve oluşa uygun kabule göre suça sürüklenen çocuğun, hastane doğumlu olan ve suç tarihinde onbeş yaşını bitirmeyen mağdureyi rızası ile kaçırıp zincirleme biçimden nitelikli cinsel istismarda bulunduğu sabittir ve bu hususta tartışma yoktur.
Suça sürüklenen çocuğun soruşturma aşamasındaki savunmasında “mağdurenin onbeş yaşından büyük olduğunu zannettiğini” bildirmesi ve fiziksel görünümünün bunu doğrulaması sebebiyle TCK'nın 30. maddesinin değerlendirilmesi için mahkûmiyet hükmü bozulmuş ise de; anlatımlarına nazaran ev sahibinin oğlu olması sebebiyle suça sürüklenen çocuk ile mağdurenin olaydan üç yıl önce tanıştıkları ve birbirlerini yakinen tanıdıkları anlaşılmaktadır. Anlaşarak kaçtıkları 02.07.2007 tarihine kadar yaş küçüklüğünü bilmediği kabul edilse dahi, hemen şikâyet üzerine soruşturmanın başlaması sebebiyle yaş küçüklüğünü öğrendiği halde, iddianamenin düzenlenmesine kadar ve hukuki kesinti olmadan cinsel istismar eylemine devam etmiştir. Açıklanan sebeplerle suça sürüklenen çocuğun eylemleri sırasında mağdurenin yaşının küçük olduğunu bildiği çok açıktır. Kaldı ki basit bir çaba ve ilgi ile mağdurenin yaşını kolaylıkla öğrenecek ortama ve geniş zamana sahiptir. Olaydan önce mağdurenin yaşının büyük olduğu yolunda yanıltıcı bir bilgi de mağdure veya başkası tarafından sanığa iletilmemiştir. Duruşmadaki savunmasında mağdure ile rızasıyla ilişkiye girdiğini kabul ettikten sonra “mağdure ile bu şekilde ilişkiye girmenin yaşının küçük olması sebebiyle suç olduğunu bilmiyordum” demek suretiyle de suç olmadığını düşünmekle beraber yaş küçüklüğünü bildiğini ikrar etmiştir. Bu durumda, kanunu bilmemek mazeret de sayılamayacağından, sanığın mağdurenin yaşı konusunda kaçınılmaz hataya düştüğünden söz edilemez, fiilini suç olmaktan çıkartmaz. Aksine düşünce, faillerin yaş konusundaki basit ve dayanaksız olan yanılgı iddialarının şüpheden sanık yararlanır ilkesine bağlı olarak her zaman kabulü sonucunu doğurur. Bu ise özelikle tarafların anlaşmaları halinde kötü niyetli kişilerin korunmasına, çocukların ise korumasız kalmasına ve keyfiliğe neden olur.
Açıklanan sebeplerle somut olayda mağdureyi uzun süredir tanıyan ve yaşını bildiği açık olan suça sürüklenen çocuk hakkında TCK'nın 30. maddesinin uygulanma koşulları bulunmadığından, sayın çoğunluğun hükmün bozulması yönündeki görüşüne iştirak edilmemiştir.
3-REŞİT OLMAYANLA CİNSEL İLİŞKİ SUÇU (TCK 104): Çocuğun (15-18 yaş grubunda) kendi rızasıyla cinsel ilişkiye girilmesi halinde reşit olmayanla cinsel ilişki suçu oluşur.Suçta cebir, tehdit ve hile unsurlarının bulunması ve algılama yeteneği gelişmemiş kimseye karşı işlenmesi halinde TCK’nın 103 üncü maddesinde yer alan çocukların cinsel istismarı suçu oluşmuş olur.
Reşit olmayanla cinsel ilişki
Madde 104- (1) Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikayet üzerine, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.(1)
(2) (İptal: Ana.Mah.nin 23/11/2005 tarihli ve E: 2005/103, K: 2005/89 sayılı kararı ile; Yeniden düzenleme:18/6/2014-6545/60 md.) Suçun mağdur ile arasında evlenme yasağı bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın, on yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) (Ek: 18/6/2014-6545/60 md.) Suçun, evlat edineceği çocuğun evlat edinme öncesi bakımını üstlenen veya koruyucu aile ilişkisi çerçevesinde koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın ikinci fıkraya göre cezaya hükmolunur.
4-CİNSEL TACİZ SUÇU (TCK 105) : Fail ile mağdur arasında bedensel temas olmadan, halk arasında laf atma, sözlü taciz , cinsel organ gösterme vb. gibi ifade edilen cinsel davranışlarlardır. Bu suç için mağdurun yaşı önemli değildir.
Cinsel taciz
Madde 105- (1) Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikayeti üzerine, üç aydan iki
yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına fiilin çocuğa karşı işlenmesi hâlinde altı aydan üç yıla kadar hapis cezasınahükmolunur.(1)
(2) (Değişik: 18/6/2014-6545/61 md.) Suçun;
a) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin ya da aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
b) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
c) Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
d) Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
e) Teşhir suretiyle, işlenmesi hâlinde yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olamaz.
Yargıtay 14. Ceza Dairesi
2015/6750 Esas, 2019/7963 Karar
Sanık, suç tarihinde mağdura yönelik cinsel istismar eyleminde bulunmuş, ardından diğer mağdura bedensel temasta bulunmadan ”Gel seni de seveyim” demiştir. Sanık hakkında asliye ceza mahkemesi tarafından çocuğun basit cinsel istismarı, basit cinsel saldırı suçundan yargılama yapılmıştır. Mahkeme tarafından çocuğun basit cinsel istismar suçundan mahkumiyet iki kere verilmiştir. Mahkeme tarafından kurulan hüküm hakkında temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay, dosya incelemesinde mahkemenin suçun vasfında yanıldığını belirtmiştir. Çocuğun basit cinsel istismarından kurulan mahkumiyet kararının hukuka aykırı olduğu, sanığın eyleminin cinsel taciz suçu olduğu belirtilmiştir. Sanık müdafisinin temyiz itirazları kabul edilerek mahkemenin kararı hakkında bozulma kararı verilmiştir.