depremlerde idarenin sorumluluğu data-sizes=

İdarenin Sorumluluğu

DEPREMİN ÖNCESİNDE VE SONRASINDA İDARENİN, İDARE HUKUKU KAPSAMINDA GÖREV VE  SORUMLULUKLARI

 

Öncelikle  6 şubatta meydan gelen 10 ilde büyük can ve mal kaybına yol açan depremlerde  ölenlerin yakınlarına baş sağlığı yaralılara geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.

 

Türkiye dünyanın en aktif deprem kuşaklarından biri olması sebebiyle depremlerin  olacağı bölgeler ve  şiddetleri deprem uzmanları  tarafından sürekli gündeme getirilip tedbir alınması yönünde çağrılar yapılmaktadır.  Türkiye'de geçmiş yıllardan bugüne yıkıcı depremler meydana gelmiştir. En son  6 şubatta yaşadığımız  Kahramanmaraş  merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde  gerçekleşen 2 depremde    resmi rakamlara göre  ölü sayısı 45 bini geçti . Binlerce yaralı olmakla beraber  çoğu yerde neredeyse  bütün  yapılar  ya yıkılmış  ya da ağır hasarlı hale gelmiştir. 

 

Deprem Bölgesi olan Türkiye'de;
1-  İdare'nin ne gibi sorumlulukları var ? 
2- İdare deprem öncesi ve sonrası sorumluluklarını yerine getirdi  mi ?  


İdare hukukunda idari sorumluluk 
“kusurlu sorumluluk” ve “kusursuz sorumluluk” olarak ayrılır. 

 

Kusurlu sorumluluk, İdarenin   “idarenin kuruluşunda, düzenlenmesinde  ve işleyişinde ortaya çıkan bir ‘bozukluk’, ‘aksaklık’ veya ‘boşluk’  hizmet kusuru olarak adlandırılır .        
İdarenin kusursuz sorumluluğu; idarenin kusuru bulunmasa dahi, oluşan zarar ile idarenin faaliyeti arasında nedensellik bağının bulunması hâlinde gündeme gelen sorumluluk hâlidir. 

 

Meydana gelen deprem öncesi ve sonrasında idarenin kusurlu sorumluluğuna dair bir kaç noktaya değinmekte fayda var.İdarenin Kusurlu sorumluluğu 3 şekilde  ortaya çıkabilir. Hizmetin hiç işlememesi ,Hizmetin geç işlemesi ve Hizmetin kötü işlemesi 

 

1-Hizmetin Hiç İşlememesi ; İdarenin  bir hizmeti  görülmesi konusunda yükümlü tutulması  ve bu hizmetin işlememesi  demektir.  Ülkemizde  öngörülen depremlere  rağmen  idarenin yapmakla yükümlü olduğu faaliyetleri yapmaması, hareketsiz kalması hallerinde söz konusu olur. Deprem öncesi yapıların denetiminden , ruhsat verilmesine kadar tüm aşamalarda İdarenin kusurlu sorumluluğu mevcuttur. 

 

 2-Hizmetin geç işlemesi;  idarenin yükümlüğü olduğu hizmetleri  yerine getirirken  hizmeti aksayacak  şekilde yavaş davranması ve sonucundan bir zarar ortaya çıkması halidir.  6 şubatta meydan gelen  Kahramanmaraş  merkezli depremlerde  insanların günlerce enkaz altında kalması  ve bu sebeple ölmeleri  idarenin kusur sorumluluğu kapsamındadır. İdare deprem bölgesi olan bu bölgelerde yeterli hizmeti  göstermiş olsaydı ilk 6 saat, 12 saat , 24 saat ve devamında  çok daha   hayat kurtarılabilirdi . İdarenin hizmet kusuru en temel hak olan Yaşam Hakkını  ihlal etmiştir.  


 3-Hizmetin kötü işlemesi ;  Hizmetin   gerekli özen ve yükümlülük  gösterilmeden ,olması gerektiği gibi yapılmamasıdır.  6 şubatta meydana gelen depremlerde  yeterli  arama kurtarma ve yeterli ekipmanların  enkazlara gönderilmemiş olması, koordinasyon kurulmamış ve  yine binlerce enkazın saatlerce hatta  günlerce  kaldırılmamış  olması  idarenin kusur sorumluluğunu ortaya çıkarmıştır.  


DEPREM ÖNCESİ İDARENİN KUSURLU SORUMLULUĞU 

 

Deprem mücbir sebep midir değil midir ? Deprem her ne kadar bir doğa olayı olup bazı durumlarda mücbir sebep olarak tanımlanıyorsa  da Türkiye'nin  1.kuşak  deprem bölgesi olması, deprem bölgelerinde  depremlerin  şiddetleri dahi  öngörülüyor olması sebepleriyle  mücbir sebep sayılamayacağı  görüşü ağırlıktadır .Türkiye'de meydana gelen  tüm depremlerin istatistik  verileri  idarece değerlendirilip   ve çıkan verilere göre deprem bölgelerinde  oluşabilecek  zararların  önlenmesi  adına idarece tedbirler  alınmak zorundadır. Her ne kadar depremlerin önlenmesi  mümkün olmasa bile  depremlerin olabileceğinin    öngörülmesi,  can ve mal kaybının önlenmesi ya da en azına indirilmesi adına gerekli tüm tedbirler  idarece alınmalıdır. 


Ayrıca; Belediyelerin , Mülki idare amirleri  ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığına  bünyesinde bulunan Yapı Denetim Firmalarının  deprem bölgelerindeki yapıları   denetleme görevi vardır.Bu kurumların  deprem bölgesinde  eski yapıların depreme dayanıklılık  durumunu, yeni yapılarda mevzuatlara  uygun yapıp yapmadıklarını  denetlemekle  yükümlüdürler Danıştay; İdarenin deprem bölgelerinde ,  deprem öncesi yapılması gereken tüm hususları kararında ayrıntılı  belirtiyor. İdare; aşağıda sayılan tüm denetimleri ve tedbirleri almakla mükelleftir. 

 

--Yapının  zeminin özelliği, 

--Zemin durumuna göre depreme dayanıklılığının  kontrolü,

--Yapı kullanma izni bulunup bulunmadığı, 

--İmar planları ve inşaat ruhsatlarının hangi idarelerce yapıldığı ve  verildiği, yapıların imar    açısından denetlenmesi, 

--Afete uğramış ve uğrayabilecek bölgeler ile yapı ve ikamet için yasaklanmış afet               bölgelerinin tespit ve  ilan  edilip edilmediği, 

--Afet bölgelerinde yapılacak yapılarla ilgili kuralları, 

--Yapı tekniklerini, 

--Projelendirme esaslarını, 

--Deprem haritalarını hazırlamak konusunda idarelerin üzerlerine düşen görev ve yetkileri     yerine getirip  getirmediği, 

--Denetim ve kontrol görevlerini yapıp yapmadığı , 

 

 Danıştay  11.D., Karar Tarihi:29.06.2007, E. 2005/1353, K. 2007/6248;

“Bir idari işlem veya bir idari sözleşmenin uygulanması durumunda
olmayan, idarenin her türlü faaliyetlerinden veya hareketsiz kalmasından,
araçlarının kullanımından, taşınır ve taşınmaz mallarının veya tesislerinin
yönetiminden dolayı oluşan zararları idari eylem sonucu oluşan zarar ve buna
yolaçan eylemi de sonuç olarak idari eylem kavramı içerisinde düşünmek
gerekmektedir. Deprem nedeniyle oluştuğu ileri sürülen zararların tazmini
istemiyle açılan bu davada, yapının üzerinde bulunduğu zeminin özelliği, zemin
durumuna göre depreme dayanıklılığının kontrolü, yapı kullanma izni bulunup
bulunmadığı, imar planları ve inşaat ruhsatlarının hangi idarelerce yapıldığı ve
verildiği, yapıların imar açısından denetlenmesi, afete uğramış ve uğrayabilecek
bölgeler ile yapı ve ikamet için yasaklanmış afet bölgelerinin tespit ve ilan edilip
edilmediği, afet bölgelerinde yapılacak yapılarla ilgili kuralları, yapı
tekniklerini, projelendirme esaslarını, ülkenin deprem haritalarını hazırlamak
konusunda idarelerin üzerlerine düşen görev ve yetkileri yerine getirip
getirmediği, denetim ve kontrol görevlerini yapıp yapmadığı hususları ayrı ayrı
irdelenmeli ve idarece gerekli önlemlerin alınıp alınmadığı belirlenmeli ve bunun sonucuna göre; idarenin belli bir hareket tarzı izleyip izlemediği veya hareketsiz kalıp kalmadığı ortaya konulmalıdır.''

 

İdarenin sorumluluğunda olan tüm bu tedbir ve denetimler  yapılmadığı ve gerekli önlemler alınmadığı sebebiyle  6 şubat tarihli depremlerde  binlerce can  ve mal kaybı meydana geldi.  Fay hatlarının geçtiği yani  deprem gerçekleşen bu illerimizde   deprem olması mücbir sebep olarak sayılmayacaktır.  Dolayısıyla bu bölgelerde  idare; gerekli özen ve yükümlülüğü göstermek, deprem öncesi ve sonrası tüm tedbirleri almakla  mükelleftir. İdarenin bu tedbirleri almamış olması idare hukuku açısından hizmet kusurudur. 


DEPREM SONRASINDA İDARENİN KUSURLU SORUMLULUĞU  

 

Deprem meydana geldikten sonra idareye hayati görevler düşüyor. İdare derhal zaman kaybetmeden, kurtarma çalışmalarına başlamalıdır. Zira  uzmanların sürekli ifade ettiği enkaz altında ilk 6 saat çok çok önemlidir.  7269 sayılı Kanun’un 4. maddesinde deprem sonrası arama kurtarma ve diğer tüm işler için yönetmelik yapılacağı  ifade ediliyor. 

 

4.Madde ; İçişleri, İmar ve İskan, Bayındırlık, Sağlık ve Sosyal Yardım ve Tarım Bakanlıklarınca acil yardım teşkilatı ve programları hakkında genel esasları kapsıyan bir yönetmelik yapılır.

Bu yönetmelik esasları dairesinde afetin meydana gelmesinden sonra yapılacak kurtarma, yaralıları tedavi, barındırma, ölüleri gömme, yangınları söndürme, yıkıntıları temizleme ve felaketzedeleri iaşe gibi hususlarda uygulanmak üzere görev ve görevlileri tayin, toplanma yerlerini tespit eden bir program valiliklerce düzenlenir ve gereken vasıtalar hazırlanarak muhafaza olunur.


Ayrıca Afetlere İlişkin Acil Yardım Teşkilatı ve Planlama Esaslarına Dair
Yönetmelik’te afetin meydana gelmesinden sonra yapılacak faaliyetler ayrıntılı
bir şekilde düzenlenmiştir. Yönetmeliğin    amacı , kapsamı ve sorumluk  aşağıda belirtildiği  şekildedir. 

 

Amaç
 Madde 1 – Bu Yönetmeliğin amacı, Devletin tüm güç ve kaynaklarını afetten önce planlayarak, afetin meydana gelmesi halinde Devlet güçlerinin afet bölgesine en hızlı bir şekilde ulaşması ile afetzede vatandaşlara en etkin ilk ve acil yardım yapılmasını sağlamak için acil yardım teşkilatlarının kuruluş ve görevlerini düzenlemektir.

 Kapsam
 Madde 2 –
Bu Yönetmelik, acil yardım hizmetlerini yürütmekle görevli, vali ve kaymakamlar, bakanlık, bağlı ve ilgili kuruluşlar, diğer kamu kurum ve kuruluşlar ile askeri birlikler ve Kızılay'ın afetten önce yapmaları gerekli acil yardım planlarının ve afet sırasında yapacakları acil yardım hizmet ve faaliyetlerinin gerektirdiği görevleri, işbirliğini, koordinasyonu ve karşılıklı yardımlaşma esaslarını kapsar.
 Hukuki Dayanak
 Madde 3 Bu Yönetmelik, 15/5/1959 gün ve 7269 sayılı Kanunun 1051 sayılı Kanunla değişik 4 üncü maddesi gereğince hazırlanmıştır.
 Sorumluluk
 Madde 4 – Vali ve kaymakamlar, görevli bakanlık, kurum ve kuruluşlar ile askeri birlikler, ilgili mevzuat ve bu Yönetmelik gereğince düzenlenecek acil yardım planları ve acil yardımla ilgili yönergelerle kendilerine verilen görevleri yerine getirmekten ayrı ayrı sorumludurlar. Afetin meydana gelmesinden itibaren, alınması gereken her türlü acil tedbirlerin alınmasından ve acil yardımların bir emir beklemeden yapılmasından afetin meydana geldiği yerin mülki amiri sorumludur

 

Kanunda  ve yönetmelikte  afetin meydana gelmesi halinde devlet güçlerinin afet bölgesine en hızlı  şekilde ulaşma ve tüm müdahaleleri  yapma yükümlülüğü vardır. Dolayısıyla  idarenin deprem öncesi ve sonrası  hizmet kusuru durumunda; Yaşam hakkı, Sağlık hakkı, Barınma hakkı, Beslenme hakkı ihlal edilmiş olur. 


Kahramanmaraş merkezli oluşan 7.7 ve 7.6 depremlerinin   üstünden  15 gün geçmesine rağmen hala   çadır temin edilmemiş olması ve insanların hasarlı evlerine girmek zorunda kalıp Hatay merkezli  6.4 şiddetindeki depreme hasarlı evlerde  maruz kalmaları   idarenin  hizmet kusuruna  ilişkin olup enkaz altında kalanların  ''Yaşam Hakkı''  diğer depremzedelerin  de  ''Barınma Hakkı'' ihlal edilmiştir.  Şayet deprem olan bölgelerde hasarlı yapılarda oturan herkese  ivedilikle çadır  temin edilmesi  ve bu çadırlarda  barınmalarını  sağlamaları   idarenin  sorumluluğundadır.  

 
Tüm bu yaşanan can  ve mal kayıplarında sorumlulu kişi ve kurumların  Ceza Hukuku, Özel Hukuktaki sorumlulukları dışında  İdare Hukuku açısından sorumlulukları ortadadır.  Yaşanan bu büyük felakatte sorumluluklarına yerine getirmeyen, hizmet kusuruna sebebiyet veren idare  kusur durumu tüm çıplaklığıyla masaya yatırılması hukuk ve kamu vicdanı açısından gerekliliktir. 

Asrın felaketi olarak ifade edilen böyle bir depremde kimsenin sorumlu hissedip  İdarenin ''hesap Verilebilirlik iİlkesi '' gözardı edilerek    hesap verilmemesi  trajikomiktir. 

 

Deprem değil sorumsuzluk öldürür. 

 

 

 

 

 

 

 

 

Av.Bünyamin İNCE

Paylaş